Türk Tabipler Birliği yaptığı açıklamada “oyalama değil hakkımız olanı istiyoruz, ekonomik ve özlük haklarımız, halkın sağlık hakkı için g(ö)rev’deyiz” diyerek 08 Şubat tarihinde greve gitti.
“Sağlık emekçileri arasında ayrımcılık yapılmaktadır” diyen Türk Tabipler Birliği “Pandemi sürecinde her türlü çalışma riskini göze alarak, hayvan hastalıkları ile mücadeleden, gıda güvenliğine kadar her alanda canla başla çalışan Veteriner Hekimler, sağlık çalışanlarının içinde bulunduğu güç koşullara fazlasıyla muhatap olup yıpratıcı işlerde çalışıp, hasta sahibinin şiddetine maruz kalıp, hastalarını iyileştirirken zoonoz hastalıklara yakalandıkları halde, sağlık çalışanlarına yapılan hiçbir iyileştirme uygulamalarından faydalandırılmamaktadırlar” dedi.
SAĞLIKTA ŞİDDET YASASI BAKANLIĞIN GÜNDEMİNDE BİLE DEĞİL
Açıklamanın devamında Türk Tabipler Birliği, “Sağlık sisteminde yaşanan tüm olumsuzluklar sağlık emekçilerine yansıtılmakta, pandemiyle beraber daha da derinleşen yanlış sağlık politikaları, ülkeye olduğu gibi sağlığa da yansıtılan şiddet dili her geçen gün daha da can yakmakta, canımızı almaktadır. Hemen her gün sağlık emekçileri ölümlere varan sağlıkta şiddet ile karşı karşıya gelmelerine rağmen, güvenli işyerleri ve etkili-caydırıcı yeni bir sağlıkta şiddeti önleme yasası ise bakanlığın gündeminde dahi değildir” dedi.
TALEPLERİNİ SIRALADILAR
Taleplerini sıralayan Türk Tabipler Birliği, “Tüm sağlık emekçilerine insanca yaşamaya olanak veren, emekliliğe yansıyan yoksulluk sınırı üzerinde temel ücretin verilmesi; eğitim durumu, hizmet yılı, mesleki risk gibi faktörler ile ücret skalasının belirlenmesi. Etkili ve caydırıcı yeni bir sağlıkta şiddeti önleme yasasının çıkarılması, güvenli işyerlerinin oluşturulması. 657, 992, 1593, 5199, 5216, 5393, 5996, 6343 Sayılı Kanunlara göre sağlık alanında görev yaptıkları halde, sağlık çalışanı olarak görmezden gelinen veteriner hekimlerin de, tüm sağlık çalışanlarına yapılacak yasal düzenleme ve maaş iyileştirmelerinden faydalandırılması. Sağlıktaki personel sayısının kadrolu güvenceli istihdam ile OECD ortalamasına çıkarılması. COVID-19 başta olmak üzere meslek kaynaklı hastalıklara karşı bütüncül bir meslek hastalıkları yasası çıkarılması. Ek göstergelerin 3600’den 7200’e kadar kademeli olarak yükseltilmesi. Koruyucu sağlık hizmetlerinin öncelediği birinci basamak sağlık hizmetlerinin oluşturulması, Aile hekimliği ceza yönetmeliğinin iptal edilmesi. Asistan hekimler başta olmak üzere uzun süreli ve angarya çalışmanın kaldırılması. Sağlık hizmetlerinde katkı katılım payı, reçete ücreti vb adlarla alınan ücretlerin iptal edilmesi. Liyakatsiz atamalar, soruşturmalar, mobbing, güvenlik soruşturmaları, KHK’ler ile dayatılan antidemokratik uygulamaların derhal bitirilmesi. Özel sağlık kuruluşlarında ciro baskısına, taşeronlaştırmaya, güvencesiz çalışmaya son verilmesi. Sağlık hizmetlerinin planlanmasından sunulmasına kadar sağlık emekçilerinin örgütleri aracılığıyla karar alma mekanizmalarında yer alması. Sağlığa ve sağlık emekçilerine bütçeden daha fazla pay ayrılması. Hangi statüde olursa olsun tüm sağlık çalışanı emeklilerine insanca yaşamaya yetecek emekli maaşı” ifadelerine yer verdi.
TALEPLER KARŞILANMAZSA DAHA UZUN GREVLERE HAZIRIZ
“Bizleri artık sağlık hizmeti veremez hale getirilen bu çalışma yaşamının sürdürülemez olduğunu bir kez daha ifade ediyoruz” diyen Türk Tabipler Birliği, “Oyalama değil, hakkımız olanı istiyoruz. Yaşama adanmış bir mesleğin mensupları olarak hakkımızı gasp eden bu bozuk düzene karşı alternatifsiz değiliz. Bize dayatılan bu çalışma koşulları, bu sefalet ücretlerin kader olmadığını biliyoruz. 14 Mart sağlık haftasına doğru giderken büyük sağlıkçı buluşmaları gerçekleştireceğiz. Taleplerimizin karşılanmaması durumunda daha uzun süreli g(ö)rev’e hazır bulunduğumuzu da buradan kamuoyuna bildirmek istiyoruz” ifadelerine yer verdi.