Yontar Mesajında; “Cumhuriyetimizin temellerinin atıldığı, bağımsızlık ve özgürlük mücadelesinin Anadolu’nun her köşesinde destanlaştığı bir dönemde, Tekirdağ halkı da vatan sevgisiyle dolu yürekleriyle bu büyük mücadelede yerini almıştır. 13 Kasım 1922, Tekirdağlılar için yalnızca bir tarih değil; bir milletin esarete boyun eğmeyen iradesinin, vatan toprağına olan sonsuz bağlılığının sembolüdür. Mondros Mütarekesi’nin ardından Trakya toprakları işgal altına girdiğinde, Tekirdağ da bu acı dönemin tanıklarından biri oldu. 20 Temmuz 1920’de Yunan kuvvetleri Tekirdağ’ı işgal ettiğinde, halkın yüreğine kor gibi bir acı düştü. Ancak bu acı, Tekirdağlıların direncini, kararlılığını ve bağımsızlık azmini söndüremedi. Tekirdağlılar, Anadolu’da yükselen Kurtuluş Savaşı ateşine yürekten katıldı. Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde yürütülen bu büyük mücadeleye gönüllü olarak destek verdiler. Kimi cephede silahıyla savaştı, kimi elindeki son lokmayı cepheye gönderdi. Kadını, erkeği, genci, yaşlısı hep birlikte “Ya istiklâl ya ölüm!” diyerek ayağa kalktı. Ve nihayet, 13 Kasım 1922 sabahı Tekirdağ’ın üstüne doğan güneş, yıllar süren karanlığı aydınlattı. Yunan kuvvetlerinin şehri terk etmesiyle Tekirdağ özgürlüğüne kavuştu. O gün sokaklarda dalgalanan Türk bayrakları, bir milletin yeniden doğuşunun simgesi oldu. Halk sevinç gözyaşları içinde kurtuluşu kutladı; dualar edildi, marşlar söylendi, zafer coşkusu tüm kente yayıldı. Tekirdağ’ın kurtuluşu, yalnızca bir işgalin sona ermesi değil; aynı zamanda özgürlüğün, birliğin ve Cumhuriyet’in müjdesi oldu. Bu topraklarda yaşayan her bir yurttaş, atalarından aldığı bağımsızlık ruhunu koruyarak Cumhuriyet’in değerlerine sahip çıkmaya devam etti. Bugün, Tekirdağ’ın kurtuluşunun 103. yıl dönümünü kutlarken; bu toprakları bizlere vatan yapan başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere, tüm aziz şehitlerimizi ve kahraman gazilerimizi saygı, rahmet ve minnetle anıyoruz” ifadelerine yer verdi. haber merkezi